Yapay zeka; bir yazılım, karmaşık bir karar verme süreci ve insan gibi düşünmeye ve insan gibi davranmaya çalışan bir sistemdir.
Hukuki statü, varlıkların veya şeylerin hukuk karşısındaki konumu veya hukukun varlıklara veya şeylere bakış şeklidir. Klasik ayrımda insan hukukun öznesi yani kişi, hayvanlar ve cansız varlıklar hukukun nesnesi yani eşya statüsündedir. Bir varlığın hukuki statüsüne hukuk karar verir; bu doğal ve kendiliğinden bir statü değildir. Hukuk tarihi incelendiğinde insan olan kölelerin hukuk sistemleri tarafından eşya statüsünde kabul edildikleri, mal ve sermaye ortaklığından ibaret olan şirketlerin ise tüzel kişi olarak kabul edildiği görülecektir. Dolayısıyla, bir hukuk sisteminin hukuki statü tasnifine mecbur olunmadığı gibi ihtiyaca binaen yeni bir sınıflandırma ortaya konmasına da bir engel bulunmamaktadır.
Neden Yapay Zekanın Hukuki Statüsünü Tartışıyoruz?
Neden bir buzdolabının hukuki statüsünü tartışmıyoruz da yapay zekalı varlıkların veya sistemlerin hukuki statüsünü tartışıyoruz? Bunun temel sebebi yapay zekalı varlıkların veya sistemlerin belli ölçüde otonomiye yani özerkliğe sahip olmaları, bilişsel bazı faaliyetleri yerine getirebilmeleri, daha önce sadece insanın üretebildiği bazı şeyleri üretebilmeleri ve suç işleyebilme ya da suça neden olma kapasitesine sahip olmalarıdır.
Özetle, bu konunun tartışılması fantastik bir amaç taşımamakta, bir ihtiyaca hatta zorunluluğa dayanmaktadır. Nitekim canlı varlıklar olmayan şirketlerin hukuki statüsünün tartışılması ve şirketlere tüzel kişilik (hükmi şahsiyet) tanınması da böyle bir zorunluluğun sonucudur.
Aşağıdaki satırlarda ihtiyaç veya zorunluluktan ne kastettiğimizi somutlaştırmaya çalışacağız ve her biri ayrı bir yazının konusu olabilecek hususlara kısaca değineceğiz.
Yapay Zeka ve Hukuk Açısından Temel Problemler
Yapay zeka teknolojisi, potansiyelini esas olarak tahmine dayalı, çok ihtimalli durumlarda gösterir; geçmiş verilerden yola çıkarak gelecekle ilgili tahminlerde bulunması gibi özelliklerle klasik bir hesap makinesi gibi otomatik sistemlerden farklılık gösterir.
Otonom ya da sürücüsüz arabalar eğitilme verileri ve yöntemleriyle karşılaştıkları durumları analiz ederek bir karar verirler. Bu kararlar hukuk dünyasında bir sonuç doğurur. Örneğin sürücüsüz bir araba trafikte yaptığı analizler sonucunda bir yayaya zarar verebilir. 2022 yılına kadar Tesla otonom arabalarının dahil olduğu 15 ölümlü vaka tespit edilmiştir.
Üretken yapay zeka modelleri bir makale, şiir, hikaye ve hatta video üretebilir. Stability AI kurucusu Emad Moustaque’a göre 1-2 sene içerisinde gerçek zamanlı tam bir sinema filmi üretmek bile mümkün olacak. Bu durumda hukuk açısından ortaya konan fikri mülkiyet hakları veya intihal gibi hukuka aykırı bir durumla karşılaşıldığında sorumluluk hususu tartışılmalıdır.
Tam otonom bir silah sistemi hatalı bir tahminle savaş hukukuna aykırı durumlara ve büyük can ve mal kaybına yol açabilir.
Yapay zekalı bir işe alım aracı bazı kişilere cinsiyet, ırk, bölge gibi farklılıklardan dolayı ayrımcı davranabilir. Nitekim yapay zeka teknolojisi henüz başlangıç aşamasında olmasına rağmen böyle hukuki problemler yaşanmıştır. Örneğin Amazon’un işe alım algoritmasının kadınlara ait CV’lere negatif ayrımcılık yaptığı tespit edilmişti.
Yapay zeka teknolojisi çok büyük veriler ile beslendiğinden dolayı yapay zeka modellerinin eğitimleri sırasında mahremiyet ihlali ve kişisel verilerin gizliliği konuları gündeme gelmektedir. Aynı problemlerle yapay zeka modellerinin kullanımları sırasında da karşılaşılmaktadır. Kişisel veriler dijitalleştirildikten sonra, içinde saklandıkları hard disk fiziksel olarak yok edilmediği müddetçe daima veri izlerinin bulunabileceği endişe verici bir hakikat.
Bir kısmına değindiğimiz yapay zeka teknolojisinin doğurduğu hukuki problemler, teknoloji gelişip yapay zekanın kullanım alanları da arttıkça çeşitlenmektedir. Açıklanan nedenlerle, yapay zekanın hukuki statüsünün tartışılması önemli bir ihtiyaç ve kaçınılmaz bir zorunluluk olarak önümüzde durmaktadır.